TBMM'nin saltanatı kaldırması, milli egemenliğe dayalı demokratik bir devletin resmen kurulması doğrultusunda "inkılap" sürecinin başlatıldığını gösterir.
İstanbul Hükümeti'nin Lozan Görüşmeleri'ne çağrılması üzerine TBMM'nin saltanatı kaldırması, TBMM'nin, "barış görüşmelerinde Türk milletini tek başına temsil etmeye" önem verdiğini gösterir.
Lozan Barış görüşmeleri sırasında Türk tarafının isteklerine en çok direnen devletlerin İngiltere, Fransa ve İtalya olması, "bu devletlerin eski politikalarından, sömürgeci emellerinden vazgeçmedikleri" yargısıyla açıklanabilir.
Anlaşma Devletleri'nin tavrı karşısında TBMM'nin Lozan Barış Görüşmeleri'nden çekilmesi, "Türk tarafının uluslararası eşitlik ve tam bağımsızlık ilkelerine dayanmayan bir barışı kabul etmeyeceği" yargısını doğrular.
Lozan görüşmelerine ara verildiği dönemde, TBMM'nin, İzmir'de bir İktisat Kongresi toplayarak ekonominin tüm alanlarında tam bağımsızlık kararı alması, "TBMM'nin, kapitülasyonların kaldırılması konusundaki kararlılığını duyurmaya çalıştığı" yargısıyla açıklanabilir.
Lozan Konferansı'na ara verildiği dönemde TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar verilmesi, "içeride siyasal birliği güçlendirerek görüşmelere gitme gereksinimi duyulduğu" yargısıyla açıklanabilir.
Lozan Antlaşması'nda kapitülasyonların tüm sonuçlarıyla birlikte kaldırılması, "ekonomik ve siyasi bağımsızlığımızın Batılılarca tanındığı" yargısını doğrular.
Lozan Antlaşması'yla Yunanistan'dan savaş tazminatı alınması, Yunan işgallerinin haksızlığının Batı kamuoyu tarafından da kabul edildiğinin bir kanıtıdır.
Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın sömürge altındaki uluslara yol gösterici olması, "Türk milletinin bağımsızlığını sağlama ve korumadaki kararlılığının evrensel düzeyde bir etki bıraktığı" yargısını doğrular.