Hunlarla Çinlilerin, İpek Yolu hakimiye-tinden dolayı yıllarca savaşmaları, "iktisadi hedeflerin siyasi eğilimlere yön verdiği" yargısını kanıtlar.
Uygurlardan kalma hukuk metinlerinde kullanılan bazı kavramların günümüz Türk hukukunda da yer alması, Türk kültüründeki süreklilik olgusuyla açıklanabilir.
Uygurların, kendilerinden önceki Türk topluluklarından farklı olarak yerleşik bir hayat yaşadıkları, kalıcı mimari eserler yapmalarına bakılarak kanıtlanabilir.
Eski Türk şehirlerinde farklı dinlere ait mabetlerin yan yana bulunması, Türklerin din konusundaki hoşgörüsünü kanıtlar.
Türk hükümdarların, Kurultay'da alınan kararlar bağlayıcı olmamasına rağmen, bu kararların dışına çıkmamaya özen göstermeleri, hükümdarların demokratik bir tutum içinde olduklarını gösterir.
Uygurların, değişik din ve kültürlerden aldıkları öğeleri Türkçe kavramlarla karşılamaları, "ulusal bilince" sahip oldukları yargısıyla açıklanabilir.
Eski Türklerde hapis cezalarının azlığı, "göçebe yaşam tarzının hukuk sistemi üzerindeki etkisi" temel alınarak açıklanabilir.
Moğolların, Türk dünyasını işgal ettikten sonra benliklerini kaybederek Türkleşmeleri, "zayıf kültürlerin zamanla güçlü kültürler içinde eridiği" yargısını doğular.
Türk devletlerinde, hükümdar öldükten sonra birçok hanedan mensubunun taht üzerinde hak iddia etmesi, Türklerdeki "egemenlik anlayışının" bir sonucudur.
Eski Türklerde bahar bayramının yaygınlığı, iktisadi hayatın büyük ölçüde hayvancılığa dayanmasıyla açıklanabilir.