Sosyal bilimlerin her biri birey ve toplumla ilgili bir konuyu incelediği için, tarihçi bu bilimlerden yararlanarak kaynaklarını zenginleştirmelidir. Bu nedenle, Tarih bilimi filoloji, antropoloji, arkeoloji ve sosyoloji gibi bilimlerden yararlanmak zorundadır.
Kronolojik, coğrafi veya analitik tarih araştırmalarının her biri insanlık tarihinin sadece bir yönünü aydınlatır. Bu nedenle, hiçbir araştırma tek başına insanlığın tarihini bir bütün halinde kavramamıza yetmez.
Başlangıcından günümüze kadar insanlık tarihi kesintisiz bir süreç halinde gelişmiştir. İnsanlık tarihini "sınıflandırarak" incelemenin temel amacı, tarih araştırmalarını ve öğretimini kolaylaştırmaktır.
Tarih öncesi çağda bazı toplumların birden fazla dönemin özelliğini aynı anda yaşamış olması, göç ve istila gibi gelişmelerin toplumların tarihsel gelişim süreci üzerinde etkili olduğunu kanıtlar.
Her tarihi olay, içinde meydana geldiği dönemin özelliklerini taşır. Bu nedenle, tarih araştırmalarında "doğru ve tarafsız" bilgi elde etmek için, geçmişte yaşanan olaylar o günün koşulları içerisinde ele alınmalıdır.
Hiçbir tarihçi, ulaştığı sonuçların en doğru, en kesin bilgi olduğunu ileri süremez. Bulunacak her yeni belge eski bilgimizi destekleyebileceği gibi, değiştirebilir de.
Tarihi inceleme ve anlama sayesinde insanlar "tarih bilinci" kazanır. "Objektif tarih bilgisi" geleceğin inşasında toplumlara yol gösterir.
Bir kazı yerinde tarım aletleri, evler ve saraylar gibi bulguların elde edilmesi, o yörede yaşayanların yerleşik ve üretici yaşama geçtiklerini gösterir.
İhtiyaçların insanları araştırma ve incelemeye yöneltmesi, "yaşam koşullarının bilim ve sanat eserleri üzerinde etkili olduğu" yargısını doğrular.