Göçmen kuşlar sadece havanın nasıl olacağını bilmekle kalmıyor ; aynı zamanda uçarken güneş , ay ve diğer yıldızlara bakarak yönlerini buluyorlar. Kısa bir süre önce , bu olağanüstü kanatlı yolcuların birde iç pusulaya sahip oldukları ortaya çıktı.
Göçmen kuşlar her yıl kışlama ve üreme bölgeleri arasında binlerce kilometrelik yol aştıklarına göre , hayatta kalabilmek için bu yolculara şaşılacak bir uyum sağlamış olmaları gerekir. Bu kuşlar hava sıcaklığına , rüzgarın hız ve yönüne tepki gösterirler. Atmosfer basıncındaki değişikliklere duyarlı oldukları için yol boyunca karşılaşacakları hava koşullarını ön görebilirler. Görüşleri mükemmel olup işitme duyuları çok gelişmiştir, ancak bunlar uçuş için gerekli niteliklerin sadece bir kısmını teşkil eder. Nitekim bu tüy siklet dayanıklılık ve tam hedefe iniş şampiyonları bile ; bir kompas , harita ve pusulaları olmaksızın zor yolculuklar yapabilirler. Onun için gidecekleri yolu güneş , ay ve yıldızlara bakarak kestirmeyi iyi başarırlar. En şaşırtıcı taraf , kısa bir süre önce göçmen kuşların boyun bölgesinde ferromanyetik tanecikler bulunmuş olmasıdır. Böylece bu kuşların yerin manyetik alanına karşı duyarlılığı doğrulanmış olmaktadır. Kuş bilimciler eskiden beri kuşların yol bulma yeteneklerini fark etmişlerdi, ancak bunu mümkün kılan iç pusulayı bilmiyorlardı. Şimdi buldukları bu pusula , bir çok sırrı çözmelerine yarayacaktır.
Daha yollarını nasıl buldukları araştırılmadan önce , posta güvercinlerinden uzun süre yararlanılmıştır. Sonraları güvercin ve böyle yolculuklar yapan diğer kuşlar konusunda , değişik varsayımlar öne sürülmüş ve araştırmalar yapılmıştır. Alman kuş bilimcisi Kramer, kuşların yönlerini güneşe göre kestirdiklerini ilk bulanlardandır. Kramer , gündüzleri göç eden kuşlardan bir sığırcığı deney kafesine koydu. Kafesin tüm çevresine öyle bir ayna düzeneği yerleştirmişti ki , kuş güneşten başka bir şey göremiyordu. Kramer, aynaları çevirerek güneşin durumunu istediği gibi değiştirebiliyordu. Bu şekilde gün boyuncaaynaları oynatıp durdu. Sonuçta sığırcık kuşunun güneşe göre sürekli aynı durumunu korumak için , aynanın oynatıldığı ölçüde yer değiştirdiğini fark etti. Işınların doğrudan doğruya gelmesinin yada aynadan yansımasının bir önemi yoktu. Kramer, aynı deneyi kapalı havada yada kafesi yarı saydam kağıtla örterek tekrar etti ve kuşların yönlerini tamamen şaşırdıklarını gördü. O halde öyle anlaşılıyor ki ; bu kuşlar güneşin yörüngesi üzerindeki hareketini fark ediyor ve bulundukları noktanın enlem ve boylamını kestirebiliyorlardı. Böyle bir yer belirleme sisteminin ne kadar mükemmel olduğu düşlenebilir. Ayrıca bu yetenekleri dolayısıyla güneşin yörüngesinde gün ve iklime göre ortaya çıkan değişiklikleri de kuşların dikkate aldıklarını varsayabiliriz.
Gece kuşları , yönlerini hayli benzer bir sistemle bulmaktadır. Ancak tek yıldıza değil, gökyüzünün genel görünüşüne bakarak yönlerini belirlerler. Mavi sarı asma kuşları bir planetaryumun sonbahar gökyüzü görünümü altına yerleştirildikleri zaman bu yapay gökyüzüne göre yönlerini bulabilmişlerdir. Öyleyse havanın açık olduğu gündüz ve geceler için yön bulma sorunu çözülmüş ve her şey aydınlatılmış görünmektedir. İyi ama kapalı havada kuşlar yönlerini nasıl buluyorlar?
___________________________________________________________________________________________________________________________
KUŞLARIN İÇ PUSULASI
O halde bunu sağlayan ek bir eleman bulunması gerekiyordu. Bunu kanıtlamak için en kolayı, kuşları geçici olarak körletmek ve davranışlarını gözetlemek idi. Araştırmacılar güvercinlerini cilalanmamış kontakt lensler takarak körlettiler. Bu iş, kuşları hiç rahatsız etmemişe benziyordu. Ve büyük çoğunluğu güvercinliğe geri dönmeyi başardı. İşte bunun üzerine manyetik alanın etkisinden şüphelenilmeye başlandı. Bu varsayımı doğrulamak için iki Amerikalı araştırıcı, Walcot ile Keeton ilk olarak bazı deneyler yaptılar ve güvercinlere küçük mıknatıslar takınca kuşların yönlerini tamamen şaşırdığını gördüler. Ondan sonra bu alandaki araştırmalar çoğaldı. Deneyciler gene Kramer’in kafesine baş vurdular ama bu sefer onu bir Helmholtz bobini yani bir manyetik alan indükleyici sisteminin merkezine yerleştirdiler. Bu sistem sayesinde genliğini değiştirmeksizin alan yönünü değiştirmek olanağı sağlandı. Bunun üzerine saka kuşlarının değişmez şekilde kendilerini manyetik alana göre yönelttikleri görüldü. Bu yetenek bütün kuşlarda varmış gibi görünmektedir. Ancak seçilen yol ve aşılan uzaklık her kuş türüne göre değişmektedir. Ayrıca, manyetik alan yer yüzünün bütün noktalarında aynı şiddette değildir; çünkü kutuplar ile ekvator arasında farklılık göstermektedir.