Öss Hazırlık,Ders Notları,Türkçe,Matmatik,Fizik,Test
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Öss Hazırlık,Ders Notları,Türkçe,Matmatik,Fizik,Test


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  
En iyi yollayıcılar
TıN
Dolaylı-Zarf Tümleci Vote_lcapDolaylı-Zarf Tümleci Voting_barDolaylı-Zarf Tümleci Vote_rcap 
мouяŃ
Dolaylı-Zarf Tümleci Vote_lcapDolaylı-Zarf Tümleci Voting_barDolaylı-Zarf Tümleci Vote_rcap 
eylüL.
Dolaylı-Zarf Tümleci Vote_lcapDolaylı-Zarf Tümleci Voting_barDolaylı-Zarf Tümleci Vote_rcap 
Hayata İsyan Son Konular
Konu Yazan GöndermeTarihi
Perş. Ağus. 04, 2011 6:07 am
Perş. Ağus. 04, 2011 3:47 am
Perş. Ağus. 04, 2011 2:39 am
Perş. Ağus. 04, 2011 1:25 am
Çarş. Ağus. 03, 2011 11:13 am
Salı Ağus. 02, 2011 12:00 am
Paz Tem. 31, 2011 5:25 am
C.tesi Tem. 30, 2011 9:30 pm
C.tesi Tem. 30, 2011 8:38 pm

 

 Dolaylı-Zarf Tümleci

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
TıN
Admin
TıN


Mesaj Sayısı : 171
Yaş : 30
Kayıt tarihi : 21/07/08

Dolaylı-Zarf Tümleci Empty
MesajKonu: Dolaylı-Zarf Tümleci   Dolaylı-Zarf Tümleci EmptyCuma Ekim 03, 2008 4:56 pm

3. Nesne
Tanımı
Yüklemde bildirilen ve öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen öğe nesnedir.

*Dolayısıyla sadece fiil cümlelerinden yüklemi geçişli fiil olanlar nesne alır. Az da olsa isim cümleleri de nesne alabilir.

*Düz tümleç de denir.

*Yükleme sorulan “ne?, neyi?, kimi?” sorularının cevabıdır.

Burada son fırtına son dalı kırıyordu.
Bütün bu yalılar, eski Boğaziçi hatıralarını sayıklar.
Türk halkı bağımsızlığını, Ulu Önder’e ve onunla birlikte savaşanlara borçludur.

Türü


]İsimler, zamirler, adlaşmış sıfatlar, tamlamalar, fiilimsiler, soru kelimeleri, kısaca özne olabilen bütün kelimeler, kelime grupları ve iç cümleler nesne olabilir.

Babam gazetesini okuyor; annem de yemek kitabından öğrendiği tarifleri kendi hükümdarlığında uyguluyordu.
İyilik eden iyilik bulur.
Ayıkla pirincin taşını.
Bugün bana ne getirdin?
Siz bunlardan hangisini istersiniz?
Çocuk sevinçle, “Bitirdim!” dedi.
Atalarımız, “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.” demişler.
Sabahları odadan odaya gezinerek düşünmeyi severim.

Çeşitleri

Belirtili ve belirtisiz olmak üzere ikiye ayrılır.

Belirtme hâl eki alanlara belirtili; yalın hâlde olanlara da belirtisiz nesne denir.

Her gün gazete okuyorum.
Gazeteyi her gün okuyorum.

]Belirtisiz nesnenin kullanılması ile belirtili nesneninki arasında belirgin anlam farkı vardır. Nesnenin yeri de önemlidir. Belirtili nesnenin cümle içinde belirli bir yeri yoktur. Kullanıldığı yere göre cümleye değişik anlamlar katar.

Bunu bana bir çocuk anlatı. Vurgulanan: herhangi bir çocuk
Bir çocuk bana bunu anlattı. Vurgulanan: bu
Her hafta bir kitabı okurum. Belirli kitaplardan birini
Bir kitabı her hafta okurum. Belirli bir tek kitabı

]Belirtisiz nesne daima yüklemden hemen önce gelir. Yüklemle belirtisiz nesne arasına “de, dahi, bile” edatlarından başka bir kelime giremez.
Her hafta bir kitap okurum.
Bu günlerde herkes böyle şeyler anlatıyordu.
Gezi sırasında sincap bile gördük.

*Bazı nesneler belirtme hâl eki almadıkları hâlde anlamca belirtili nesnedir.
“Küçük bir çırak tutmalıyız.” derdi.
Gaz lâmbası ışığında Ömer Seyfettin okurduk.

Sayısı
Bir cümlede birden fazla nesne bulunabilir. Ancak bu nesneler belirtili veya belirtisiz olma bakımından aynı özelliği taşımalıdır.

“Gurbette duyduğum sonu gelmez hüzünleri,
Yaprakların döküldüğü hicranlı günleri,
Andım birer birer, acıdım kendi hâlime.” (YKB)
Dağılmış eşyaları, titreyen çocukları, oraya buraya şaşkın koşuşan kadınları buğulu buğulu gördü.
Uçurtmalar biraz gök, açık hava, rüzgâr ister.

*Bazı cümlelerde ikinci nesne, birincinin açıklayıcısıdır.
Surların önünde, kemerlerinden hâlâ o ilk girişten bir akis saklayan kapılara bakarak, Türk tarihinin en güzel ve en büyük iklimlerinden biri olan o “Mayıs günü”nü, bize bu şehri ve onun emsalsiz güzelliklerini hediye eden günü beraberce yaşardık. (AHT)

4. Dolaylı Tümleç
Tanımı


“-E, -dE, -dEn” eklerini alarak cümlenin, dolayısıyla yüklemin anlamını, “fiilin, çıkma (uzaklaşma), bulunma ve yönelme (yaklaşma) bakımlarından ilgili olduğu yer” yönünden tamamlayan öğedir.

Yer tamlayıcısı da denir.

Biz yazları köye gideriz; sahil lüksümüz yok bizim.
Nice tarihî eserler sular altında bırakılıyor.
Buğdayı çiftçiden hep ucuza alırlar.
Baş ucumdaki lâmbayı yakıp saate baktım.
Büyük bir boşlukta bozuldu büyü.
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu.
Başımız üstünden yorgun bulutlar geçer.

*Yaklaşma ve uzaklaşma ekli yer tamlayıcıları isim cümlelerinde çok az bulunur. Bulunma ekli yer tamlayıcıları ise her cümlede bulunabilir.
-Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı.
- Hâlbuki bu sergilerin getireceği sanat ve güzellik terbiyesine bilhassa biz muhtacız.

]Dolaylı tümleç, yükleme sorulan “nereye?, nerede?, nereden?, kime?, kimde?, kimden?, neye?, nede?, neden?” sorularının cevabıdır.

Bunları babana sormalısın. Kime?
Aradığınız kitapları sahafta bulursunuz. Nerede?
Tebeşir kireçten yapılır. Neden?

Türü
]İsim cinsinden bütün kelimeler ve kelime grupları dolaylı tümleç olabilir.

Kuleye çıkınca, sabah güneşinin henüz dağılmadığı hafif sislerle örtülü ufka dikkatle baktı.
Konak, çamurlu ve bozuk bir yolun sağında kurulmuştu.
Ayağını toprağa basmaktan ürküyordu.

]Yer soran soru kelimeleri de dolaylı tümleçtir?
Bu elbiseyi nereden aldınız?
Benim kalemim kimde kalmış?

Sayısı

Bir cümlede birden fazla aynı veya farklı cinsten yer tamlayıcısı bulunabilir.

Ormanlardan, derelerden, köprülerden, tepelerden, uçurumlardan şimşek gibi geçti.
Gökalp ve arkadaşları, hem edebî eserlerinde, hem de Türkçeyi sadeleştirmek için ortaya koydukları prensiplerde halka yöneldiler.

*Bazı yer tamlayıcıları kendinden önceki yer tamlayıcısının açıklayıcısıdır.
Her tarafta, yükselen otların kenarlarında, kırların en tenha ve göze görünmez noktalarında başlı başına tam bir güzellikle açılmış, belki renkleri biraz soluk kır çiçekleri vardı.

5. Zarf Tümleci

Tanımı

Yüklemin anlamını zaman, durum, yön, miktar, tarz, vasıta, şart, sebep, birliktelik yönlerinden tamamlayan kelimeler ve kelime gruplarıdır.

*Edat tümleci (edatlı tümleç) olarak adlandırılan tümleçler de birer zarf tümlecidir.

Akşama kadar çalıştık.
Toprak derin derin ürperdi.
Bu şiir yağmur yağarken yazdım.
Ben resim çekmeyi de çok seviyorum.
Akşama doğru eve varırız.
Aşağı inmişti.
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar.
Bu hastahanede aylarca kalırsa, üç beş ameliyata dayanırsa, kurtarmaya çalışırız.
On beş yaşına dek evinden uzun süreli ayrılmadı.
Anlatılanları korkuyla dinledik.

Hastayı ambulânsla getirmediler; taksiyle getirdiler. vasıta
Yağmur yağdığı için sular kesilmiş. sebep
Düşüncelerinizi bir kompozisyonla açılayın. araç
Bazı öğrenciler anneleriyle gelmişlerdi. birliktelik

]Zarf tümlecini bulmak için yükleme “nasıl?, ne zaman?, ne kadar?, nereye?” ve “kiminle?, neyle?, niçin?, neden?, niye?”soruları sorulur.

Sağa sola bakmadan içeri girdi. Nasıl? Nereye?
İki arkadaş gece boyunca uzun uzun konuştular. Ne zaman? Nasıl?
Biz , akşamki trenle gideriz. Neyle?
Raşit’i son gördüğümde Hüseyin’le geziyordu. Kiminle?
Çocuk korkudan konuşmuyordu. Neden?
Onu görmek için beklemiştik. Niçin?

Türüİsimler eksiz veya yön, vasıta, eşitlik ve bazı hâl ekleriyle, fiiller de zarf-fiil ekleriyle zarf görevi yapar.

Kurduğun devlet asırlarca muzaffer yürüdü.
Ankara, uzun tarihinin şaşırtıcı birleşimleriyle doludur.
Ayağa kalktı ve kardeşiyle beraber dışarı çıktı.
Hana sağ indi, ölü çıktı geçende.
Kulak verdin mi yürekten kavala saza.
Zaten yarı aç yarı tok ve bitkin bir hâlde olduğundan ayakta fazla duramadı.
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

*Yön, zaman, tarz, sebep, vasıta, miktar ve şart bildiren bütün kelimeler ve kelime grupları zarf tümleci olarak kullanılabilir.
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir.
Ankara’ya yaklaştıkça heyecanım artardı.
Yavru kedi, hiç de iyileşecek gibi görünmüyordu.
Tenha sokakta kaldım oruçsuz ve neşesiz.
Cephaneleri bitince süngülerini taktılar ve düşmana doğru yürüdüler.
Dört saatlik yolu, iki saatte, köpeklerden korktuğum için tarlaların arasından geçerek yürüyüverdim.
Sırtınızdan para kazanmaya çalışırlar, bir kez uğradınız mı depreme.

*Tek kelimelik bazı zarflar ek aldıklarında zarf olmaktan çıkar, zarf tümleci oluşturmazlar.
Yarın benimle gelir misin? zarf
Yarını bekleyemem. İsim
İçeri›içeriye, dışarı›dışarıya, aşağı›aşağıya

*Edatlarla kurulanlar (edat tümleçleri ya da edatlı tümleçler)

“ile”
Ankara’ya uçakla giderler. (vasıta)
Bizi boş vaatlerle kandırdılar. (araç)
Hasan yaşlı annesiyle oturuyordu. (beraberlik)
Arabanın gürültüsüyle irkildi. (neden)
Öfkeyle kalkan zararla oturur. (nasıl, öfkeli ve zararlı)
Sevinçle boynuma sarıldı. (nasıl, sevinçli bir hâlde)

“-E kadar”

Dershaneye kadar gidelim.
Akşama kadar çalıştık.

“için”

Çalışmak için başvurdu. (amacıyla, başvurunun amacı, sebebi)
Sınavı kazanmak için çalışmak gerekir. (sınavı kazanmanın şartı)
Sıkıldığı için dışarı çıktı. (neden, dışarıya çıkmanın sebebi)
Bu ayakkabıyı babam için aldım (özgülük)
Bu iş için kaç lira ödedin? (karşılık)
Senin için sorun yok tabi. (görelik)
Bizim için ne diyorlar? (hakkımızda)
Sizin için üç kişilik yer ayrıldı. (aitlik)

“üzere, üzre”

Sorunu halletmek üzere gidiyorum. (amaç, için)
On dakika konuşmak üzere kürsüye çıktı. (için, amaç)

“-E göre”

Başbakana göre enflâsyon düşük. (açısından)
Ayağını yorganına göre uzat. (bakarak, ölçüsünde, uygunluk, kadar)
Allah dağına göre kış verir. (uygunluk)
Anlatılanlara göre ikisi de suçluymuş. (bakılırsa, yönünden)
Siz bana göre daha gençsiniz. (karşılaştırma)
Kemal, Hasan’a göre daha uzundu. (karşılaştırma)
Bana göre ayakkabınız var mı? (uygunluk)

“karşı”

Edebiyata karşı ilgim vardı. (hakkında, yönelik)
Denize karşı bir balkonu var. (yönelik)

“diye”

Terfi edeyim diye yağcılık yapıyor. (amaç)
Yağmur yağıyor diye dışarı çıkmadı. (neden)

“doğru”
Ormana doğru yürüdük.
Bana doğru bakıyor.

“dolayı, ötürü”
Zayıflıktan dolayı sık sık hastalanıyor.
Çalışmadığından ötürü canı sıkılıyor.

“-den” ekiyle de aynı anlam sağlanır.
Sıkıldığımdan dışarı çıktım.

“karşın, rağmen “

Çok uğraşmama karşın başaramadım.
Tanımamasına rağmen onu takdir ediyordu.

“beri”
Dün akşamdan beri görülmedi.
Okuldan beri hiç susmadı.
Yıllardan beri bu köyde yaşamaktalar.
Kar, sabahtan beri yağıyor.

“yalnız”
Cebinde yalnız yol parası vardı. (sadece, edat)
Beni yalnız sen anlarsın. (sadece, bir tek)

“ancak”
Seni ancak ebediyyetler eder istiab (sadece)
Onu ancak para ilgilendirir. (sadece, bir tek);
Bu işten ancak Hasan Usta anlar. (sadece)
Bu kömür ancak üç ay yeter. (en fazla, olsa olsa)
Sabah çıktılarsa akşama ancak gelirler. (belki, ihtimal)

Sayısı


Bir cümlede aynı veya farkı türden birkaç tane zarf tümleci bulunabilir. Zaman zarfı genellikle diğer zarf çeşitlerinin önünde, miktar zarfı da yüklemden önce kullanılır.

Kızılay’a indiğim zaman, kalabalığa takılmamak için insanlar arasından hızla ilerlerim.
“Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şîrâz’ı hayal ettiren ahengiyle.” (YKB)
Çocukları ilk gördüğünde çok sevinmişti.

Cümle Dışı Unsurlar ve Ara Söz, Ara Cümle

Cümlenin kuruluşuna katılmayan, yani öğe olmayan ve dolaylı olarak cümlenin anlamına yardımcı olan unsurlardır.

Bağlaçlar, ünlemler, ünlem grupları, hitaplar, ara sözler cümle kuruluşunun dışında kalan unsurlardır.

Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor.
Lâkin vatandan ayrılışın ıztırabı zor.
Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın.
Ulu mabet, seni ancak bu sabah anlıyorum.
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar.

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul.
Varsın sonunda bizzat yarattığımız bu eser bizi inkâr etsin.
Bahçeye indim, fakat çiçeklerin eski kokusunu alamadım.

*Yardımcı ve açıklayıcı bir öğe olarak cümlenin içine giren ve çıkarılması cümlenin anlamında eksiklik ya da bozulma meydana getirmeyen sözlere ara söz denir. Ara söz bir kelime, kelime grubu veya cümle hâlinde olabilir.

Bu konuda kararlı olduktan sonra –geç karar vermiş olsan da- başarıya ulaşırsın.
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik.

]Ara söz, iki virgül arasında, parantez içinde ya da iki kısa çizgi arasında verilir. “ki” ile de bağlanabilir.
Başımın ağrısı yazları –sıcaklardan olmalı- daha da artar.
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu.
Kalıcı konutları bu yıl sonuna kadar –geçen seneki lâf- yetiştireceklermiş.
Çıkmamız gereken uygar milletler seviyesini –ki bu seviyeye hâlâ çok uzağız- Mustafa Kemal hedef olarak göstermişti bize.

]Cümlede herhangi bir öğenin açıklayıcısı ve açıkladığı öğe ile aynı görevde olabilir.
Arka sıradakilerden biri, gözlüklü olanı, bir soru sordu. Özneyi
Dün Ali amcalara, eski komşumuza, gittik. Dolaylı tümleci
Doğup, büyüdüğü yerleri, memleketini, çok özlemişti. Nesneyi
Onu dün akşama doğru, saat beş gibi, Kızılay’da gördüm. Zarf tümlecini

]Cümlenin herhangi bir öğesi olmaksızın da kullanılabilir.
Bu işi 2000 sununa kadar bitireceklerini –inanılacak gibi değil- söylüyorlar.
Bu adam, seni temin ederim, sahtekârın biridir.
Cihan yıkılsa, emin ol, bu cephe sarsılmaz.

]Cümlenin herhangi bir yerinde bulunabilirler.
Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli
Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi
Evet, her şey bende gizli bir düğüm.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://dersnotum.forum.st
 
Dolaylı-Zarf Tümleci
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Öss Hazırlık,Ders Notları,Türkçe,Matmatik,Fizik,Test :: |Ortak Dersler| :: Türkçe-
Buraya geçin: